Ünlü Bir Yazarın Oğlu
Genç bir adam ceza evini boylamak üzereymiş. Yargıç, onu çocukluğundan beri tanıyormuş ve ünlü bir yazar olan babasıyla da tanışıyormuş. Sulh yargıcı:
– Babanı hatırlıyor musun, diye sormuş.
Genç adam bu soruya:
– Oldukça, şeklinde cevap vermiş.
Suçlunun vicdanını yoklamaya çalışan yargıç, şöyle demiş:
– Mahkûm edilmek üzereyken ve şu anda mükemmel bir insan olan babanı düşünürken, onun hakkında net olarak ne hatırladığını anlatır mısın?
Bir sessizlik olmuş. Daha sonra yargıç, beklenmedik bir cevap almış:
– Öğüt almak için yanına gittiğimde, yazdığı kitaptan başını kaldırarak bana baktığını ve: “Çek git başımdan oğul! Bu kitabı bitirmeliyim.” derdi. Sayın Yargıcım, siz onu büyük bir yazar olarak hatırlarsınız; fakat ben onu kaybedilmiş bir arkadaş olarak hatırlıyorum.
Yargıç, kendi kendine söylenmiş:
– Yazık! Kitabını bitirdi; ama oğlunu kaybetti.